Aslında, bilmiyorum fark ettiniz mi ama sinekler ile insanlar arasında oldukça benzerlik var: ikisi de ışığın ve bk’un etrafında toplanmayı çok seviyor. Artık bktan kastımın kim, kimler ve neyler olduğu size kalmış 🙂
Ama biz ışığa odaklanalım. Mesela kış aylarında görmüşsünüzdür sokak lambasının etrafında fütursuzca toplanan sinekleri, kanatlı böcekleri. Işığın onlar üzerinde öylesine hipnotize edici bir etkisi vardır ki, hiçbir şey yapmadan yüzlercesini etrafına toplayabilir.
Bakın, burası önemli: hiçbir şey yapmadan çekiyor.
Sineklere “gelin etrafımda toplanın, ben çok güzelim, ben çok iyiyim” demiyor. O sadece ışık yayma görevini yerine getiriyor ve sinekler kendiliğinden etrafında toplanıyorlar.
Teşbihte hata olmaz lakin ismini ve benzetmelerini şahsımın uydurmuş olduğu (alkış) bu teoride sinekler insanlardır, lamba ise sizsiniz. Eğer siz parlarsanız, insanlar kendiliğinden etrafınızda toplanacaklardır.
İşte bu kadar basit!
Bilhassa, kadınlar konusunda bu teorimin sonuna kadar arkasındayım zira hayatın her alanında bunu görebiliyorsunuz. Mesela bazı adamlar vardır Hakkı Bulut’a benzer ama yanında taş gibi hatun(lar) vardır. Hatta işin garip yanı, bu adama böyle kadınları nasıl etkilediğini sorduğunuz zaman eğer Oyun’dan haberi yoksa “bilmiyorum, kendiliğinden geliyorlar” cevabı verecek olmasıdır. İşte bu adam lambadır. Bu adamın kızların peşinden koşmasına, onların beğenisini kazanmaya ihtiyacı yok. Adamın mevcut özellikleri zaten kızları kendisine çekmesi için yetiyor da artıyor. Ne Oyun hakkında bilgisi var, ne kadınlar hakkında, ama gel gör ki yanındaki hatunlar birçok erkeğin Oyun ile elde edebileceğinden çok daha üst düzeyde. Bu adam hiçbir şey yapmasa bile en güzel hatunlar hep onun etrafında toplanacaklar. En saçma esprilerine bile katıla katıla gülecekler, mesaj kutusu onlarca güzel kızın mesajı ile dolacak, kızlar ona kendilerini gösterebilmek için kırk takla atıyor olacaklar.
Çünkü; sinek lambaya uçar, lamba sineğe değil.
Nereye mi gelmek istiyorum ?
Eğer siz kendinizi geliştirirseniz, kendinize bir şeyler katar, her geçen gün bir adım daha ileri gider yanı kısacası parlarsanız o zaman insanlar size kendiliğinden çekileceklerdir. Sizin hiçbir şey yapmanıza gerek yok, yalnızca kendinize, amaçlarınıza ve görevlerinize odaklanmanız yeter. Sadece bundan ibaret. Siz yalnızca parlayın, ne kadınlar ne de diğer insanlar konusunda ek bir uğraş içerisine girmenize bile gerek kalmayacak. Bugün yüzünüze bile bakmayan insanlar yarın yüzlerine bakmanız için size yalvarır hale gelecekler.
Çünkü bu işler böyle yürür beyler.
İnsanlara değil kendinize odakların, insanlarla uğraşmak sizin için vakit kaybından başka bir şey değildir. Hele hele suçu insanlara hiç atmayın, yoksa sorarlar adama “Sen lamba oldun da biz mi gelmedik ?!” diye.
Eğer dediğimi yaparsanız bir müddet sonra lambanızın parlaklığı daha fazla ve daha fazla artacak, işte o zaman kış vaktinde sokaktaki lambaya bakarak aranızda çok fazla benzerlik olduğunun farkına vararak gülümseyebilirsiniz.
Bir lamba olarak nasıl parlayacağınız ise size kalmış.
Bir önceki yazımız olan Kimden, Niye Korkmalısınız? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.