Konuştuğunuz Kişinin Ben Seni Arkadaş Olarak Görüyorum Demesi
Biz Türk erkekleri için ilişkiler her zaman bir tabu olmuştur. Küçüklüğümüzden beri her daim yanlış yetiştirildik. Gerek isteyerek gerekse istemeden yüzlerce olumsuz telkinlere maruz kaldık. İlişkiler özünde çok da derinliği olmayan birtakım eylemlerin birleşimiyken biz erkekler olarak fazlasıyla anlam yükledik. Farkında olmadık fakat yüklediğimiz anlamlar kadınlarla aramıza giren en büyük engel oldu. Bundan 20-30 sene evvel nasıldır bilmem ancak günümüzdeki kadın erkek ilişkilerinin kitabını yazabilirim. Çok iyi bildiğim bir şey varsa eğer Türk kadınları Türk erkekleri kadar ilişkiye anlam yüklemez.
Günümüzde kadınlar eskisine nispeten daha rahat olsa da hala tam olarak özgürlüklerine kavuşmuş değiller. Hala aile baskılarına maruz kaldıkları için birçok aktiviteye aç durumdalar. Cinselliğe açlar, maceraya açlar, eğlenceye açlar, özgürlüğe açlar, yeni deneyimlere açlar. Her konuda çok ama çok açlar. Gerek maddi gerekse manevi açıdan açlıklar ülkesidir Türkiye. Erkekler ilişkilere duygu denen anlamı yükledikleri sürece bu açlık devam edecek.
Öncelikle beyler, buraya geldiyseniz eğer ilişkiler hakkında önceden öğrendiğiniz her şeyi unutun. Kadınların duygusal olduğu bilgisini kafanızdan silin atın. Kadınlar duygusal değildir, sadece duyguyu silah olarak kullanır. Erkeklere istediklerini yaptırabilmek ve asıl niyetlerini kamufle etmek için duyguyu kullanırlar. Mesela evli erkeklerle birlikte olmaması gerektiğini çok iyi bilirler ama sevdim derler. Aslında yapmak istedikleri şeyi yargılanmamak için duygular aracılığıyla normalleştirirler.
Bu zamana kadar biz erkeklere öğretilen şey şu oldu; ona iyi davran, onun bir melek olduğunu hissettir, iyi arkadaş ol ve seni kabul edeceği günü bekle. Bu yüzden her kızla tanıştığımızda önce arkadaşlık kurduk. Bütün dertlerini dinledik, fazlasıyla fedakarlık yaptık ve niyetimizi belli ettik. %90’ımız ama ben seni arkadaş olarak görüyorum cevabını aldı.
Ama bu işte bir yanlışlık yok mu? İyi davrandık, dertlerini dinledik, özel hissettirdik, her dediğini yaptık. Şimdi neden arkadaş olarak görüyorum dedi ki? Sorun neydi o halde?
Sorun şu ki niyetini belli etmeyerek seni kullanmasına izin verdin ve seni arkadaş olarak görmeye başladı. Kim ne derse desin ilişkiler takas yöntemine dayanır. Sen ona bir şeyler katarsın karşındaki sana onun karşılığında bir şeyler sunar. Sen karşı tarafın sana bir şey sunmasını istemeden hep verdin. Karşı tarafın sana yatırım yapmasına izin vermediğin için sonunda arkadaş sınıfına soktun kendini. Yabancılar buna friendzone diyor.
Öncelikle belirtmeliyim ki batılı olsam da ömrünün yarısını doğuda geçirmiş biriyim. Geçen yılın sonlarında okul nedeniyle tekrar batıya taşındım. Doğu ile batı arasında dağlar kadar kültür farkı var. Bu yüzden sosyal ilişkilerimde zaman zaman zorluklar yaşadım. Mağara adamı değilim elbette ama doğuda bazı şeyler hala tabu durumunda. Batıda kadın erkek arkadaş olabilirken doğuda bu anormal görülüyor mesela. Aslında arkadaşlık normaldir ama arkadaşlığın sınırları keskindir. Yani doğuda karşı cins arkadaş olarak sarmaş dolaş olmaz. Batıda sarmaş dolaş arkadaşlıklar normal karşılanır ama doğuda böyle değildir.
Geçen yıl okul başladığında 3 hafta kadar geç başladım. Gerek bunun etkisi gerekse de kendi isteğimle ilk zamanlar bir gruba dahil olmadım. Her gün farklı gruplarla vakit geçirip çevremi genişletmeye odaklandım. İlk hafta herkes grup kurarak sene boyunca o grupla devam etti. Bense mümkün olduğunca fazla grupla iletişimde kaldım. Senenin başlarında bir grupla kafeye çağırıldım. Grup kızlı erkekli karışık bir gruptu. Ve gruptaki insanlar birbirine fazla samimi ve yakındı. Doğudan birileri görse kesinlikle sevgili zannederlerdi yani.
Haliyle ben bu gruba girdiğimde benimle de yakınlaşmaya başladılar. Bunlardan biri var ki diğerlerine nispeten daha fazla yakındım. Hatta arada sırada trip atıyor, sürekli yokluyordu. Ben zaman zaman kendimce “acaba bana yürüyor mu” diye düşünsem de “yok canım arkadaşlıkları samimi, kültür farkından bana öyle geliyor” dedim. Çünkü kızın bilmem ne kadar sürelik sevgilisi vardı. Gel zaman git zaman bu kızla biraz daha fazla vakit geçirmeye başladık.
Maddi durumum ve evimle alakalı da ufak bir detay verdikten sonra devam ediyorum kaldığım yerden. Geçen yıl gelirim oldukça iyiydi. Google Adsense’nin tokadını yiyene kadar güzel gelirler elde ettim. Bir miktar da birikim yaptım. O yediğim tokattan sonra gelir akışım durdu. Yeni şehre taşınmanın ve tamamen sıfırdan bir düzen kurmanın maliyetinden ötürü koltuğum yoktu evimde. Hoş o evimde koltuk koymaya yer de yoktu ???? Bu yüzden gelen kişileri mecburen yatağımda ağırlıyordum. Binevi krizi fırsata çeviriyordum.
Bir gün bu hanım arkadaşımız bize geldi. Film izledikten sonra evine gidecekti. Film için çerez, içecek vs. hepsini ayarladıktan sonra yatağa geçip filmi izlemeye koyulduk. Filmi izlediğimiz esnada kız uyuklamaya ve üstüme doğru çökmeye başladı. Tanıştığımız günden beri kızın ilgisini yanlış anlıyorumdur diyerek kendime engel olmuştum. Ben de bir süre kendimi engellesem de sonunda dayanamayıp çenesinden tutup öptüm. Kızı öpmemle Google Adsense’nin tokadından daha sert bir tokadı kızdan yedim.
O tokadın ardından hararetli bir telefon görüşmesi yaparak ev arkadaşlarını çağırdı. Telefondan sonra apar topar hazırlanarak evden çıktı. İçimden hem kendime hem kıza sövüyorum. Ulan madem arkadaş olarak görüyordun bu saatte benim evimde ne işin var diyorum. Bir yandan da saat geç olduğu için yolun yarısına kadar eşlik ediyorum. Kızın arkadaşlarını gördükten sonra bana dönerek böyle bir şey yaşanmamış sayalım dedi. Ben de hiçbir şey söylemeden geri eve gittim. Eve döndükten sonra telefonu kenara koyarak filmi izlemeye devam ettim.
Sabah uyandığımda gece 3’te “uyudun mu, yarın tamamen konuşalım, uyuyamıyorum, konuşmak istiyorum” gibi 10-15 tane mesaj geldiğini gördüm. Tahmin edebileceğiniz gibi hepsini o kız atmıştı. Sabah cevap verdiğimde “ben seninle aram bozulsun istemiyorum” dedi.
Kız bu hareketiyle ve laflarıyla beni tekrar arkadaş sınıfına sokmaya çalışmıştı. Sonuçta onun için iyi bir arkadaştım, oldukça keyifli vakit geçirip farklı deneyimler yaşatıyordum. Kim böyle bir arkadaşı kaybetmek ister ki?
Bense baştan sıçtım bari sıvamayayım diye düşünüp kızın teklifini reddettim. Eğer kabul etmiş olsaydım beni kullanacaktı ve karşılığında hiçbir şey sunmayacaktı. Ondan hoşlanan ve her dediğini yapmaya hazır olarak bekleyen biri olarak görünecektim. Böyle birisine kim acır ki?
Kız bir süre ısrar ettikten sonra onunla görüşmeyi kabul ettim ve yanına gittim. Yanına gittiğimde sevgilisinden ayrıldığını, zaten bitmiş bir ilişki olduğunu ve benim yanımdayken çok mutlu olduğunu; bu yüzden de beni kaybetmek istemediğini söyledi. Dersi vardı bu yüzden hemen gitmesi gerekti, giderken beni öptü ve böylelikle bir şeyler başlamış oldu.
Beyler, size şunu içtenlikle söylemeliyim ki sıçmayı temizlemek sıçmayı önlemekten daha zordur. Burada çerçevemi korumamış olsaydım ve kızın teklifini kabul etseydim şu an onun için arkadaştan ibaret olacaktım. Fakat benim şans eseri friendzoneden kurtulmuş olmam her seferinde başarılı olacağım anlamına gelmez.
Bir kızın sizi arkadaş olarak görmesi sizin kim olduğunuzla alakalıdır. Yetersiz bir erkekseniz arkadaş olarak görülmeniz kaçınılmaz. Yeterince özgüven sahibi, sağlıklı, mentalitesi güçlü, giyinmesini konuşmasını bilen, kendisine bakan, hobileri olan, eğlenmesini bilen, yakışıklı, durumu iyi olan birisiyseniz kızların sizi arkadaş olarak görmesi çok çok zor olacaktır. Fakat bir insanın bütün bunlara aynı anda sahip olması pek de mümkün değil. Bu yüzden çok üst düzey bir erkek değilseniz kendinizi arkadaş sınıfına sokmayın, kurtuluşunuz pek fazla olmaz.
Kızlar genelde ilişki yaşamak istemediği kişilerle arkadaşlık kurmaya meyillidir. Orta düzey herkesle arası iyi olan erkeklere dikkat ederseniz çok fazla arkadaşı vardır ancak ilişkisi pek olmaz. Bunun nedeni biraz kendi isteği biraz da kendini soktuğu durumdur. İnsanlarla arkadaş olmaya o kadar alışmıştır ki ilişki nasıl başlar, nasıl ilerler hiçbirini bilmez. Her seferinde de kendisini arkadaş sınıfında bulur. Bu tip erkekleri kaybetmek istemeyen kızlar da ama ben seni arkadaş olarak görüyorum der.
Bu tarz elemanlar karşı cinsle flörtleşmeyi bilmedikleri için hoşlandıkları kişilere dahi arkadaşça yaklaşırlar. Niyetini belli etmeyip bir süre konuştuktan sonra açılırım deyip kendilerini dönüşü pek de mümkün olmayan bir yola sokarlar. Geri dönüşünü bilmedikleri için de uzunca bir süre kızın onu kabul edeceği anı beklerler. Kız eğer bir süre sonra kabul ederse ya boşta kaldığı içindir ya da birilerini kıskandırmak için. İstisnaları çok az görülür.
Friendzone’den Nasıl Kurtulurum? Ne Yapmam Gerekir?
Friendzone yani arkadaş sınıfına zaten düşmüş durumdaysanız eğer yapmanız gereken şey çok basit. İletişimi kesin. İletişimi kestiğinizde kız sizin üstünüze düşmüyorsa tebrikler, sizi kullanan birinden kurtuldunuz demektir. Eğer üstünüze düşüp tekrar görüşebilmek için ısrar ediyorsa, tebrikler friendzoneden kurtuldunuz demektir. Ne olursa olsun böyle bir durumda çerçevenizi koruyup arkadaş olarak kalmak istemediğinizi belirtmeniz gerekiyor.
Kızı kaybetme (!) riski olduğu için bizim erkeklerimiz pek de fazla böyle bir adım atmaz. Sanki kendilerininmiş gibi kaybetmekten korkarlar. Halbuki böyle bir erkeği, kızın kaybetmekten korkması gerekir. Her dediğini yapsın, seni eğlendirmek için kendini paralasın ve karşılığında ufak bir umut versin. Kim kaybetmekten korkmaz ki böyle bir erkeği?
Beyler şunu iyice aklınıza yerleştirin. Birlikte olmadığınız hiçbir kız sizin değildir. Sizi arkadaş olarak gören kızı kaybetmekten korkarak da kızı elde edemezsiniz. Çok küçük ihtimali de kendiniz çöpe atarsınız. Bu yüzden tanıştığınız ve birliktelik kurmak istediğiniz kızlara niyetinizi belli etmelisiniz.
Bu söylediğimi yanlış anlayanlar olacaktır. Yanlış anlaşılmaya çok müsait bir cümle kurdum çünkü. Niyetini belli etmek senden hoşlanıyorum, seni seviyorum demek değildir. Evet bunlar da niyeti belli eder ama ciddi olarak belli eder. Kızlar ciddiyeti istemez. Ciddi ilişkiler onları korkutur, niyetiniz ciddiyse bile ciddi olduğunuzu belli etmemelisiniz. Ciddi ilişkiler kızlara sorumluluk altında hissettirir, kim yeni tanıştığı biri için fazlasıyla sorumluluk almak ister ki?
Öncelikle sizi “kanka” ve türevi cümlelerle hitap etmesine izin vermeyin. Velev ki bir kız size kanka dedi; onu sileceğinizi söyleyin, gerekirse silin. Geçenlerde birkaç arkadaşım bende kalmak zorunda kaldılar. İçlerinden bir tane kızla birlikte uyuyacaktık. O gün kız bana yanımdaki diğer arkadaşım yüzünden 2-3 defa kanka diye hitap etti. Yatağa geçtiğimizde bir daha bana kanka dersen yerde yatmak zorunda kalırsın dedim. Önce afalladı hiç beklemiyordu, sonra da şakayla karışık gülerek “tamam aşkım, canım diye hitap ederim bundan sonra” dedi. Aramızda farklı etkileşim ve gerilimler olsa da bu konuyla alakalı anlatacaklarım bu kadar.
Kıza ödül gibi davranmayı bırakın, ödül olduğunuzu hissettirin ve her kızın sizi elde etmeye çalıştığını iddia edin. Geçenlerde samimi bir kız arkadaşım ve onun arkadaşıyla denize gittik. Denize gittiğimizde bir ara diğer kızın bacağıma baktığını fark ettim. Aslında yanlışlıkla bakmıştı, bunu bilmeme rağmen oyun zamanı diyerek başladım. Sen benim bacağıma mı bakıyorsun, bütün kızlar hepiniz deyip göğüs uçlarımı kapattım ellerimle. Kendimi kirletilmiş hissediyorum vs. diyerek oyuna devam ettim. Sonra kız da kendisi oyunuma karşılık verdi. Akşama kadar oldukça güzel vakit geçirdik. Yanınızda olan kız takdirinizi kazanacak bir hareket yaptığında “sen beni etkilemeye mi çalışıyorsun” deyin mesela.
Herkese karşı flörtöz davranın, Barney Stinson’u hepiniz bilirsiniz. Bilmiyorsanız da eğer “How i met your mother” isimli diziyi izleyerek o herifin davranışlarını örnek almaya başlayın. Her kıza potansiyel aday gözüyle bakın ve ona göre hareket edin.
Size başka erkekleri anlatmasına izin vermeyin. Bunu ne durumda olursanız olun asla kabul etmeyin. Gerekirse o kızı silin. Bir kızı silebilmekten korkmamalısınız, kız gerektiğinde sizin onu silebileceğinizi bilmeli. Yoksa asla sizin olmaz. Bu alttaki diyalogdaki kızla ufak tefek de olsa bir şeyler yaşandı. Başka bir yazıda bu kızdan da bahsedeceğim. Şimdilik bu kadarı kafi görünüyor.
Bu dediklerimi uygularsanız friendzoneye girmezsiniz. Bütün bunlara rağmen hala kızlar sizi arkadaş olarak görmeye devam ediyorsa sizi kaybetmekten korkmuyorlar demektir. Kızların kaybetmekten korkacağı erkek olun, kendinize yatırım yapın. Kendinize yatırım yapmasanız bile şu anki öğrendiğiniz şeyler sayesinde bir daha kendinizi kullandırtmayacaksınız. Unutmayın bir kızla hiç diyaloğunuzun olmaması kendinizi kullandırtmanızdan daha iyidir.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.
Gencer
şunu yazın bi kenara: G.K.K. Gönül kaçanı kovalar. 20li yaşlarımın başında kız arkadaşım telefonda ayrılmıştı benden, kafayı yemiştim. kızı arkadaşımın marketinden kontorlu arayacaktım arkadaşım izin vermedi. 3 gün bekle arayacak seni demişti, ben tabi kafayı yiyorum nasıl olur diye, bana güven arama dedi. aramadım hakikaten (zaten cep tel yok nereye arıyon). üç gün sonra o iş yerimi aradı, bana nasıl sövüyo niye aramıyosun falan diye. ben de tabi YO NÖ ORUYCOM YOO falan :D hasılı kelam yaşayarak tecrübe edeceksiniz hepsini tamam ama unutmayın gönül kaçanı kovalar.
Kürşad Zafer
Bu aralar sevgiliyken "seni kaybetmek istemiyorum, o yüzden arkadaş kalalım." demek moda.. Evrenin sırrı bile çözülür de kadın beyni çözülmez..